"RUHUNU DÖN BU TOPRAĞA"

Yabancılaşma sevdamız;

Ruhumuzun her alanda tahribata uğradığı ve adına iletişim çağı denilen günümüzde kişilerin milliyetleri, kültürel değerleri veya kendine özgü davranış şekilleri artık ikinci plana atılmış olduğunu fazlasıyla hissediyoruz. İnsanlar toplum içerisinde kabul görebilmek için veya “profesyonelleşmek” adı altında tek düze kalıplar içerisinde kimliklerini yok saymak zorunda bırakılmaktadır.

Örneğin Egeli bir üst düzey yöneticinin aksanının kesinlikle Egeli olduğunu hissettirmemesi gerekmekte kusursuz İstanbul Türkçesini icra etmesi beklenmektedir. Bir CEO nun odasında Trabzon Keşan’ının asılı olması anlamsız gelecek olsa da Amerikan Beysbol Şapkasını ve topunu masasının üzerinde bulundurması abes karşılanmayacaktır.

Değerli okurlar şimdi bu adam bunları neden anlattı ne alakası var şimdi demeye başlamıştır!

Öyleyse yabancı sevdamızın her alanda olduğu gibi futbola da nasıl sirayet ettiğine değinelim. Bakalım aynı fikirde miyiz?

Türk futbolunda yabancı oyuncu devri 1951 yılında İstanbul'un Adalet Takımının girişimi ile başladı. Şuan kimsenin hatırlamadığı ilk yabancı transferimiz Arjantin'li Oscar Garo’dan başkası değildi. Spor Yazarı Metin Gören’in yazısına göre Zeytinyağ işi yapan Adalet takımı başkanının, İtalyan tüccardan alacağı yüklü bir paranın karşılığı olarak Oscar Garo ülkemize transfer olmuştu.

Şimdi ne yapar, hayatta mıdır? Bahse konu olmuş zeytinyağının parasını çıkaracak performans sergiledi mi? araştırma gereği duymadım. 1951 yılından günümüze Türkiye’deki binlerce yabancı oyuncu transferinin de fitilini ateşleyen seyahati öncesi Oscar Garo'da Türk futbolunu araştırdığını sanmıyorum

Zeytinyağlı transferlerimize uzun süre ara vermiş olsak ta Arjantinli Garo dan yaklaşık 67 sonra “Ganalı futbolcu Mohammed Sumaıla, Bursa'daki köy takımı Yörükalispor'a 10 kilo zeytinyağı karşılığında 1 aylık transfer oldu” haberini okuyup eski günleri yad etmiş olduk diyebiliriz

Hazır günümüze gelmişken 2018/ 2019 yılı için süper ligdeki yabancı oyuncu kuralı ne diyor ona bakalım.

Kulüplerin A Takım Listesinde yer alacak en az 14 futbolcunun, Türkiye A Milli Futbol Takımında oynama uygunluğuna sahip futbolcu olması zorunlu. Buna göre takımlar, en fazla 28 kişiden oluşan A takım kadrolarında 14 yabancı futbolcu bulundurabiliyorlar. 18 kişilik maç kadrolarında ise en fazla 11 yabancı futbolcu yer alabiliyor.

 

Yani kural diyor ki ben yabancı futbolcu sayısını değil aslında yerli futbolcu sayısının alt sınırını belirledim. Sen istersen 28 ini de Türk futbolcu oynat.

Tabi bu kural, ülkemizde ki her şeyin yanlış anlaşılıp işimize geldiği gibi uygulanma alışkanlığına kurban gitmiş olması beni şaşırtmıyor.

 

Yabancı transfer kuralı her zaman gündem olmuştur. Son 10 yılda 8 kez değişen yabancı oyuncu kuralı ilk uygulandığı yıldan bu güne 1-3-5-8 derken 14 yabancı oyuncu bulundurulabilme aşamasına kadar geldi. TFF bu kuralların en saçma halini 2013 - 2014 sezonunda 6+0+4 olarak uygulamaya çalıştı. Bu sistemde kulüpler en fazla 10 yabancı transfer edebildi, esame listesine ise en fazla 6 futbolcu yazabildi. Kulüpler rekabetin içinde kalamayacağını ve taraftar baskısına maruz kalacağını düşünerek, tribüne oturtarak faydalanamayacağı 4 yabancı futbolcuya milyonlarca lira ödemek zorunda kaldı.

İş bilmez kulüp yöneticilerinin 1 yılda menajerlere harcadığı para ile ülke futbolunun alt yapısı yeniden şekillendirilebilecekken, yılsonunda elimizden nasıl göndeririz diye düşündüğümüz onlarca yabancı futbolcu ile kala kaldık her seferinde. Futbolcu maaşlarının ödenmemesi sonucu FİFA’daki şikâyet dilekçeleri sebebi ile Avrupa’dan men edilmeye kadar giden cezalar ile karşı karşıya kalan borç batağındaki kulüplerimizin hali ortada…

 

Ülkemizin futboluna yön veren 4 büyükler diye tabir edilen köklü kulüplerimizin genel durumunu da anlatmaya gerek yok sanırım!

 

Ülkemizde yabancı transferlerde kıstas aranmadığı için (İngiltere’deki kural gibi Milli takımda belli oranda oynama zorunluluğu vbtek özelliği farklı ülke vatandaşı olmaktan öteye geçemeyen sporcular, ülkemizde cirit sporuna katkı sağlamasa da futbol sahalarında cirit atmaya devam edecektir eminim!

Bahsettiğim tüm bu bilgiler ışığında gelelim asıl konumuza! TRABZONSPOR neden borç batağında?

Yaptığı futbolcu transferleri ile kültürel değerlerinden uzaklaşan takımımızı inceleyelim.

Evet ilk yabancı transferimizi 2.ligde mücadele ederken 1970/1971 sezonunda ülkemizde yapılan ilk yabancı oyuncu transferinden yaklaşık 20 yıl sonra yapmışız. Constantin Koszka adındaki Romen orta saha oyuncumuzu 6 maçta 2 gol istatistiği ile evine göndermişiz. Kaynak: Wikipedia

Trabzonspor birinci ligdeki ilk yabancı futbolcusunu ise 1985/1986 sezonunda Almanya’da bulacaktır. “Jürgen Groh”.

Alman futbolcumuz Trabzonspor’a transfer olmadan önce Almanya’da hem futbol oynayıp hem de postacılık yapmakta olduğu bilgisini forum.bordomavi.net sitesinden duyurmuştu. Sahada futbol topunu, mektupları taşıdığı gibi taşıyamamış olacak ki 17 maça çıkabilmiş ve kısa sürede Almanya’ya postacı olarak postalanmıştır!

İlk iki transferimiz ile transfer politikamızın önümüzdeki 50 yıl için çehresi belirlenmiştir sanki. İki elin parmağını geçmeyen başarılı transferlerin dışında bir yığın işe yaramaz adam.

İlk süper lig transferimizi yaptığımız 1985 yılından bu güne kadar geçen 33 yılda 120 nin üzerinde yabancı oyuncu transferi ile milli servetimizde, futbolcuların ülkelerine gittiği uçaklar ile birlikte hava alanından uçup gitmiştir.

Az çok futbolla uğraşan herkesin telaffuz ettiği gibi Türkiye’de ve hatta Trabzon’da her mevki için süper ligde üst sıralara oynayacak takımı kuracak oyuncu havuzu mevcuttur.

Trabzon özelinde olaya bakmak gerekir ise Trabzon’da doğan futbolcuların Trabzonspor ile yollarının kesişmemesi büyük kayıptır.

Örneğin Tugay KerimoğluOğuzhan ÖzyakupOkan Buruk vs birçok isim sayılabilir. Bu futbolcular farklı takımlarda Trabzonspor’a karşı mücadele etmiş ve ne acıdır ki takımlarını şampiyonluğa taşımışlardır.

İş, bu yetenekleri kaptırmadan Trabzonspor’a kazandırabilmek, aralarına hamur olabilmesi için kaliteli ve optimum sayıda yabancı transferi yapabilmektedir. Kaliteli 5 yabancı oyuncu ile bunu başarabiliriz. Galatasaray’ın UEFA kupasını kaldırdığı dönemde ilk 11 de 4 yabancısının olduğunu unutmayalım.

Uzun lafın kısası Trabzonspor’un ve Türk futbolunun kurtuluş reçetesi futbol ruhunu kendi topraklarında aramasındadır.

Ruhunu vatan toprağına dönen Altınordu kulübünün yapısı incelenerek pilot bölgelerde uygulanmalıdır.

Altınordu kulübü kısa süre içinde;

· Berke Özer ve Barış alıcıyı 2,5 Milyon Euro karşılığında Fenerbahçe’ye,

· Çağlar Söyüncü’yü 3,3 milyon Euro’ya Freiburg’a,

· Cengiz Ünder’in Roma’ya satışından aldığı pay ile birlikte toplam 5,3 milyon Euro,

· Ve Gökhan Karadeniz’i 900 bin Euro karşılığında Trabzonspor’a satmıştır

 

5 altyapı futbolcusundan toplam 12 milyon EURO – güncel kur ile 70.468.631,16 TL kasasına koymuştur. Nasıl? İyi para değil mi?

Türkiye liglerinde kadrosunda yabancı oyuncu bulunmayan ve oynatmayan tek takım unvanını, yaklaşık 1.5 milyon euroluk bütçe ile (A takımın tüm giderleri, futbolcu ücretleri, yabancı saha masrafları ve primler dahil) oluşturulan iddialı bir takım olarak kendini tanımlıyor Altınordu!

Altınordu Kulübünün Türkiye’nin her yerine nasıl ulaştığını, doğru çalışma ile değerleri nasıl kendi değeri yaptığını birde böyle anlatıp Altınordu konusunu kapatalım;

Değerli dostum Yusuf Özkurt’un en büyük oğlu Kocaeli’de Güneş spor altyapısında top koştururken daha 9 yaşında yeteneğinden söz ettirmeye başlamıştır bile. Birçok kulübün radarına giren yetenekli sporcuyu tahmin ettiğiniz gibi Trabzonspor takip etmez. Kilometrelerce öteden, İzmir’den gelen yetenek avcısı gözler 2 yıl boyunca izler ve gelecek vadeden sporcu Yiğit Alp Özkurt’u

 

beğenir. 10 yaşına geldiğinde birçok kulübün radarında olan yetenekli sporcu Altınordu’ya transfer olur. Aslen Trabzonlu ve Trabzonsporlu olan Yiğit Alp ÖZKURT artık İzmir’de eğitimini sürdürecek ve Altınordu kültürü ile yetişecektir.

Yıllar ilerlediğinde, Yiğit 17 yaşına geldiğinde transfer söylentilerini okurken, ne Kocaeli ’den ne de Trabzon’dan bir cümle okuyamayacağız. Çünkü aslında Trabzonspor’un genetik kodlarını taşıyan Yiğit Alp ÖZKURT artık Altınordu’nun altın değerinde sporcusu olarak yetişmiştir bile.

İki fotoğraf ile konuyu özetleyip kapatalım!!

Yiğit Alp ÖZKURT

 

Trabzonspor özelinde düşünmek gerekir ise;

Ahmet Ağaoğlu’nun da dediği gibi topraklarımızda farklı takımların yetenek sondajı yapmasına izin vermeden yeteneklerimizi biz profesyonelleştirerek kulüplerimize ekonomik katkı sağlamalıyız.

Bunlar bilinmeyen gerçekler değildir. 1-2 milyon Euro yatırım ile (Yaklaşık Ersun Yanal’a ödeyeceğimiz tazminat kadar) 10 larca Yusuf ve Abdülkadir yetişebilir bu topraklarda.

Altyapımıza ektiğimiz tohumları A Takımda mahsül olarak görmeye başladığımız bu günlerde Yusuf Yazıcı (21), Abdülkadir Ömür (19), Uğurcan Çakır (22) ve Hüseyin Türkmen'in (20) yanı sıra 21 kişilik kadrosunda altyapıdan tam 9 oyuncu bulunması tüm taraftarımızı yabancı yıldız transferinden daha fazla heyecanlandırmaktadır.

Ba-şa-ra-ca-ğız…

 

https://www.ozcandemir.net

Bu yazı toplamda 988 kere görüntülenmiştir.